Nisan 14, 2016

çığlık çığlığa

yorgun, huzursuz bir hava. hem içimde hem yakınımda hem de ortamda. yağmur yağamıyor. yağamadıkça delirtiyor sanki. yorulmak, durmak... sessizleşmektir güzel olan. zaten anlatamadığın onca şey varken cümlelerin çokta anlamı yok gibi. "gitmek isteği" ve "uyumak" bunların da işe yaramamasının dayanılmaz umutsuzluğu..
yağmur yağamıyor, deniz karanlık, gökyüzünde tek bir uçurtma yok.
şiir yok, türkü yok, çay bardağı yok... 
ispanyol meyhanesindeki kadın da vazgeçmiş olmalı ki; onun da çığlık çığlığa şarkıları yok.

Mart 25, 2016

uçmağ

ah be ebru abla'm,
toplasan 6-7' yi geçmez senle karşılıklı oturmuşluğumuz. ama sana uzun yıllar çapraz sarılmış da bir şeyler anlatabilmiş gibi sevdim seni. en son düğünümüzde gördüm: "mutlu ol kızım, çok mutlu ol" dedin onca kalabalıkta sarılıp bana. 
bazı geceler uzun uzun yazışmalarımızı hatırlıyorum: memleketin haline sövüşlerimizi, endişelerimizi... sonrasında umudu kaybetmemek üzere konuşmaları sabaha bağlayışlarımızı. abla diyorum bu mevzular rakısız olmaz. "olmaz ablam diyorsun. bak annene söylemek yok, kafamı kırar sonra. al gel de senin adamı şöyle bir sofra hazırlayayım size".. olmadı be abla, şöyle karşılıklı oturup da dolu dolu sövemedik kötülere. iki kadeh kaldıramadık. içemedik be abla rakı..
en son telefonda konuşmuştuk. "üzme kızım kendini hiçbir şeye, hele okula, müdüre...hiç üzülme" dedin. "bak, görüyorsun ya bana olanı kemoterapi ebru ablanı nasıl da halsizleştirdi." sonra bir kahkaha patlattın. "bu gidişle ölüme geleceksiniz."dedin. olur mu dedim, sen iyileşeceksin, biz daha rakı içeceğiz karşılıklı. kapatırken telefonu "üzme kızım kendini; hiçbir şeye, hiç kimseye. bak ebru abla'n çok yoruldu."
ah be ebru abla'm..
olmadı..
ışıklar içinde uyu e mi? çok özlediğin annene, babana sarıl sımsıkı.
ben unutmam seni, hiç unutmam.
boğazım da kocaman bir düğüm, burnum sızlıyor. kutad fotoğrafını paylaşmış. içim acıyor be abla. neden hep güzel insanlar gidiyor? bırakıp bırakıp gidiyorlar uzaklara. çok uzaklara.
ah!

Mart 11, 2016

tek

hep ben pişman olmalıyım değil mi? hiç biriniz kötü şeyler yapmadınız. ve beni hiç üzmediniz değil mi? ben nankör kişilik, ben şükürsüz kişilik. ben hiç yorulamam mı? ben ağlayamaz mıyım? ben sevemez miyim? ben korkamaz mıyım? benim fikrim yok mu? ben kimim?

Mart 10, 2016

buz

bu gece, tek buz ve bir çay bardağının inanılmaz uyumuna şahit oluyor.

Mart 07, 2016

sessizleşme.

"

5 dakika daha yaşamak istedim bütün öldürülen kadınlar gibi"

https://www.dailymotion.com/video/x2hcnk3_5-dakika-daha-yasamak-istedim-butun-oldurulen-kadinlar-gibi_fun


daha doğmamıştır, kız çocuktansa erkek olsun derler. çoğu yerde utanma sebebidir kız çocuğa sahip olmak. derken biraz büyür söz hakkı vermek istemez evde baba varsa ağabey belki de erkek kardeş. okula başlarlar, oyun oynamaktır tüm istek ama kurallar, öğütler kız çocuğuna hep daha fazladır. sokakların hep tehlikeli olduğu anlatılır da o sokakların sadece erkeklerin olmadığı anlatılmaz. haykırılmaz. sözü yoktur, ismi yoktur kadının. sevmek kadına yasak, aşık olmak kadına haramdır. oturup çay içip iki kelam edeceği yerler kısıtlıdır. kadınsan susturulursun, kadınsan sessizleştirilirsin, kadınsan kimsesizleştirilirsin. 
sanki hep bir elden o kız çocuğu büyürken pes etsin diye uğraşır evren. büyüdükçe kabuğuna çekilsin. o koskocaman yürek kendini yaksın, tüketsin, bitirsin diye çabalar. sokaklarda öldürülür kadın, evde dövülür, iş yerinde üzerine yürünür. 

tüm bunlar olurken sessiz kalmayanlara selam olsun!

aşkımızla, umudumuzla, hayallerimizle, kalemimizle, hüznümüzle, cümlelerimizle, türkülerimizle, direnişimizle...
"tüm rağmenlere" rağmen 
dünya emekçi kadınlar günü kutlu olsun.

Ocak 07, 2016

soba yanıyordu bir yandan

içince güzel oluyorsak, neden içmiyoruz?
birbirimize daha çok güvenip ağzımızdan çıkanın hesabını yapmıyorsak daha ne olsun ki? hem sarhoşken mi daha çok seviliyoruz ki? hayat ah hayat sen ne acayipsin. nesnelerin, özlemlerin birbirine karışması ne kötü.
evet, kötü hep kötü. rasyonel sayılar hep güzel. ege kadar, akdeniz kadar koskoca atlas okyanusu kadar...hep mi böyle üzüntüler, sevgiler..
bir ayarı olmaz mı?
yine mi ah! ile biten yazılar, türküler, şiirler..
yoo.
olmasın, ne olur olmasın öyle..
buna gerek yok ki.
sevdicek der ki üzülmektir yazıyı besleyen. haklı belkide. yazmadığım zamanlar mutlu mu oluyorum peki? musmutlu hem de?
e ben yazıyorum.
deftere, kağıda, tahtaya, ege denizi'ne, bozkır'a..
ah anakara, özledim çok. sokakları. annemi.
yine ah! ile bitti ya la..

ah!

bir gün her zamankinden de yalnız kalırsam?
en sevdiklerini çocukken tanımalısın ki kıyamasınlar sana. yoksa seni kırılmaz sanıyorlar. kim bilebilir ki ne kadar içimin acıyabileceğini? sormuyorlar da. halbuki sorsalar uzun uzun anlatmam da, sıkmam da onları. sadece uzun uzun sarılırım. o kadar.
günler
günler.
art arda..
şerefe.

ah!
pencereme bu gece ay düşse.