Aralık 31, 2011

şahane yıllar'a

mis gibi çayım var, yeni demledim, küçük termosuma da koydum oh demleniyorum:) elimde olsaydı eğer, hepinize çay koyardım, sonrasında da vururduk belki sohbetin dibine? 


dostlar,
kaleminiz kuvvetten hiç düşmesin, cümleleriniz hiç eksik olmasın, bir de hayal kurmaktan hiç vazgeçmeyin olur mu? sonra, istediğiniz iklimlere yolculuklarınız olsun, sevdiklerinizle şarkılar söyleyin, çukulata yapın, ne bileyim işte; güzellikler olsun yahu :)

hepimize MUTLU YILLAR olsun:)

Aralık 30, 2011

nargilemin marpucu

diyorum ki,
 ilköğretim düzeyinde öğrencilere verilen ve amacından sapan performans ödevleri var ya, hıh, işte onlardan yüksek lisans düzeyinde ki öğrencilere de verilse. nitekim bize verilenler de amacından sapsa da ödevi öğrenci yerine ebeveynler yapsa :) annem makalemi yazsa, babam sunum hazırlasa, hatta biz ailecek abartsak da kardeşimi ayak işlerinde kullansak: o da ödevlerim için kapak hazırlayıp, tüm ödev sayfalarını düzenli bir şekilde dosyalara iliştirse. ben de bu arada ayaklarımı uzatıp, termosa doldurduğum çayın keyfini çıkarsam.daha parlak bir fikir geldi aklıma, dırırınım:) :) :
benim termos küçük, daha büyüğünü edinip, bir de nargile kapıp kuğulu parkın tam göbeğinde sevdiceğimle tavla oynasam, anakara ayazında tir tir titreyerek, ooh. miis :) fotoğrafta çekeriz hem. sonra da salınırız bestekar sokaktan kızılay'a doğru. belki de usuldan kar yağar :)

demem o ki,
ödevdi, sınavdı, bitiver gali. daha yürünecek çok sokak, okunacak çok kitap, keşfedilecek çok blog  var. bir de canım çok nargile çekti: nane-üzüm.

sarma cigaram yanar ah
çekerim ağar ağar
:)

Aralık 24, 2011

aklıma düştü :)

dün ders çıkışı, yürüyoruz, yağmur var anakara'da: bazen usuldan, bazen hızlıca, yağıyor işte güzellik. önceki gece ödev yapacağım diye az uyudum ama yağmur bu, güzel ediyor herşeyi: ağrımadı bu kez başım. üstelik kara da dönebilir. içimden mırıldandım, kısacık:
"ah yağmur dönerken kara, şarkılar var falımda, hepsi sana bu gece ankara" 
cebeci'den kızılay'a bir sürü otobüs durağı, şemsiyenin altında öpüşen sevgililer. aşk güzel, yağmur güzel, anakara güzel. şarkılar güzel. bir de gülümsüyoruz birbirimize:


Aralık 20, 2011

dedemin insanları

oldu üstünden iki haftayı geçkince. esmişti kafamıza, hadi gidelim, izleyelim yahu filmi diye. neler yapmış çağan ağbey, yine neler döktürmüş diye bir bakınalım demiştik. anakara'yı sevsek bile delicesine bazen ege havası gerekiyor bu bünyelere. dedik bir rüzgar esse ya oralardan buralara, hakikaten oldu, filmin en sonunda sanki tüm ege içimize doldu.

Aralık 19, 2011

neşesi yeter

rengarenk kalemlerim ve bir bardak çayım var bu ılık anakara kışında. biraz saman kağıt ve de bir dolu kitap. neşesi yeter.

Aralık 15, 2011

şarkılar

hayallerimi şarkılar söyleyerek beklemek yerine; hayallerim gerçek oluyor olsa da, her hayalime bir şarkı hediye etsem...
her şeyin bir zamanı var diyor büyükler, peki insan 20'li yaşlarında kurduğu hayallere ancak kırklı, ellili yaşlarında ulaşabilirse ya da hiç ulaşamazsa onlara. o vakit ne olacak? garipsiniz büyükler, eminim içinizi acıtan bir sürü olmamış hayaliniz var, bir şeylerin zamanını beklemek uğruna yapmadıklarınız. kendi elinizle bir köşeye itelediğiniz hayalleriniz var. siz suçlusunuz onlardan. ama anlam veremediğim; yaptıklarınızın yanlış olduğunu bile bile, aynı şeyleri bize yaptırmak istemeniz. küçüklükten beri bizleri "beklemek" odaklı yetiştirmeniz.
sonra ne oldu?
olan şu: bir yanım sizin yanlışlarınızda kaldı, bir yanım kendi hayallerimde. içimde olanı tanımlayamıyorum. öylesine imreniyorum ki sizin "bu çocuktan adam olmaz" diye baktıklarınıza. sanki hepsi hayalleri olurken şarkılar söylüyorlarmış gibi.
herkes herkese kendi doğrusunu öğretmiş de, kimse kimseye düşlerini sormamış...
sanırım günler geçtikçe başkalarının doğrularını sindiriyorum, susuyorum. ben kayboluyorum..

Aralık 12, 2011

dünyada bir yerdeyim*

*http://fizy.com/#s/15t0e3                                                              
                                        "...
uzak yerler çeker beni

isterim ki gemilerle gideyim
                                     ..."

Aralık 11, 2011

akdeniz kadar güzel

akdeniz kadar güzel dostu'm, aşık olmuş. bir kenara koymuş mantığını, bir bakmış elinde kocaman bir yürek. hissetmiş gelecek gülümsemeleri her yanında. hoş, zaten "aşk" ı bulunca insan, çokta umursamıyor "mantığı". aşık olunca, yağmurlar bambaşka güzel oluyor. ve bambaşka hayaller, bambaşka ülkeler oluyor yazılanlar da. ağlamak, her zamankinden daha saygın oluyor o omuzda.
demişler ya hani ağbeyler, ablalar:

           "...aşk güzel ediyor her şeyi"

çocukluğunu yan yana yaşamak, beraber büyümek ve büyürken birbirine yaslanmak. aşklarını anlatmak; mutlulukla, biraz tedirginlik ama çokça heyecanla. ve güzellikler dilemek çocukluğuna; o seninkine, sen onunkine:
mutlu ol, hem de öylesine çok mutlu ol ki, akdeniz'in kokusu anakara'ya gelsin. tıpkı iki gün evvel sabah kar yağarken ki anakara gibi. 

Aralık 06, 2011

yer çekimli karanfil

"Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde 
Oysaki seninle güzel olmak var 
Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi 
Bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda 
Midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor. 
Sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte 
Sen de bir başkasına  veriyorsun daha güzel 
O başkası yok mu bir yanındakine veriyor 
Derken karanfil elden ele. 
Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle 
Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil 
Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk 
Birleşiyoruz sessizce.  "

bilemedim

"eylül" ler de neşeliyken, bu "aralık" neden böylesine kaygılıyım?
...
"bir avuç sevinç al annenden
bana da biraz ver
..."

Aralık 01, 2011