Mayıs 31, 2012

"kadın olmak"

"kadın olmak" hep zordu. hiç de kolay olmadı. hayatımıza hep müdahale ettiler önce en yakınımızdakiler sonra toplum. aşklarımızı gizledik. bizim aşık oluşumuz kimsenin umrunda değildi, bizim duygularımız olamazdı ki. bir adama aşık olup sarılınca bunu da biri görünce hemen etiketlediler bizi.  ama ne acayiptir ki aynı toplum hiç tanımadığı adamla küçücük kızları evlendirmeyi en büyük sevap saydı. o kadar çok şeye göz yumdu ki bu toplum.
..
iş hayatında, sokakta, evde, okulda, otobüste, araba sürerken.. hep hep zordu "kadın olmak".
günler geçiyor.
iyiye giden bir şey gösterebilen var mı?
"kadın olmak" artık hiç bir şey ifade etmemeye başlıyor. midem bulanıyor artık. kanım donuyor. dünyanın adaletinin olmadığına hepten karar verdim. baksanıza doğuracağımız çocuklara bile karışıyorlar. 
hadi buyrun diyorlar, buyrun işte kadın artık hiç bir şey.

Mayıs 22, 2012

rüzgarım kolayına ola!

evet.
eşek kadar olmak yolunda adım adım ilerliyorum. bir bartın akşamında, yağmurlar yağarken küçük bir evde doğan sek kahve bugün 25 yaşını deviriverdi.
güzel arkadaşlara, şahane bir aileye ve okyanuslardan çok sevdiğim; delicesine aşık olduğum adama doğru imiş zamanın akışı.
hüzünler bir yana, tüm şarkıları armağan ettim kendime:)

Mayıs 18, 2012

yanlış

anlatacaklarım birikiyor da, anlatamıyorum. bazen ufacık bir cümle, iyi niyetli güzel bir cümle her şeyi berbat edebiliyor. halbuki kurguladıklarımda hep gülümsüyorduk. bundan ötürü söyledim ben o cümleyi ve diğerlerini. 
biraz daha gülümseriz sanıyorum. yanılıyorum. sonra anlaşılamama hissi beni sinirli kılıyor halbuki üzgün oluyorum. 

Mayıs 17, 2012

keşke...


"...
bana bir laf et ki binlerce,
onbinlerce görüntü anlatamasın.
...
...
ikinci bir parıltı var senin bakışlarında
keşke yalnız bunun için sevseydim seni"
                                                 C.S.

Mayıs 15, 2012

var

anlatacaklarım var:
lakin uykuya yenik düşmek üzereyim, gözlerim acıyor. biriktirdiklerimi tam söyleyecekken dağılıveriyorlar; her biri başka kıtalara. 

anakara: yağmurlu, güneşli, yağmurlu. ah, beşevler, tandoğan, cebeci.. eylüllerden sonra ikincileyin bu yağmurlarda güzelsiniz sokaklar. 

özlüyorum:
5-6 yaşlarımı bir de gelecek güzel günlerimizi.

direniyorum uykuya:
ve güzel bir rüyaya dalıyorum.

cigaram bitince "günaydın" diyeceğim. ardından anakara simiti ve çay söyleyeceğim hepimize. sonra bir sohbet başlayacak: "sarılmak" ne denli büyülü, tüm dünyaya anlatacağım.
....


Mayıs 10, 2012

üzmek.

kimseleri üzmeden kendimce üzülmenin yolunu bulmak üzereyim. kimseye belli etmeden, çıplak ayakla şıpır şıpır denizde yürürcesine olacak bu, az kaldı. kimseyi üzmeyeceğim. benim için üzülmeyecek kimse. ben usul usul içimde halledeceğim. çok yoruldum, içimi anlatamamaktan. kurduğum yüzlerce cümlenin yanlış anlaşılmasından çok yoruldum. güzel bir hayat düşlemenin neresi yanlış? herkes gibi olmak istememenin ayıplanacak yanı neresi? bunlar cevapları olmayan sorular sanırım. 

bir meydana çıkıp tüm dünyaya bağırmak gerekir sessizce, uçurtmaların çok güzel olduklarını ve onların şerefine iki kadeh rakı içmenin yanlış olmadığını. 
ama bizlere her zaman başka öncelikler sunuldu, bizimkiler sorulmadan.
usulca, sessizce üzülmek vaktidir, kimseyi üzmeden.

Mayıs 09, 2012

hayat


fotoğraf: kahvenin seki makbuldür


hayat güzellikler göster be bize. artık şu tedirgin bekleyişlerin yerini mutluluklar alsın.

bu arada eskişehir yine çok güzeldi :)

Mayıs 05, 2012

Mayıs 04, 2012

peh!


hem acele ediyormuşum gibi hem de çok geç kalmışım gibi.
garip bir his.
bir yerden başlamak fikri doğru mudur?
ya da önemli olan doğru yer midir?
doğru yer nedir?
bizleri hayat mı yönlediriyor? değilse, belki de hayat bize muhtaç? 
herkesin içi rahatken, neden benim ki değil? neden o'nun ki değil? biz kötülük yapmadık ki kimseye.
benim anladığım şey büyüdüğümü hissettiğim yıllardan: kötü insanlar geceleri daha rahat uyuyor. yatağında dönüp duranlar ve kabusları çok olanlar ise yeterince kötü olmayanlar.

.
.
.
.
.

Mayıs 01, 2012

onlar ümidin düşmanıdır sevgilim


"...
ve elbette ki, sevgilim, elbet 
dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya,
dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle: işçi tulumuyla
bu güzelim memlekette hürriyet ..."
                   
                     Nazım Hikmet