yine okulla ilgili evrakları hazırlamak adına bilgisayarın başına oturduğum ama kendime direndiğim akşamların birindeyim. karanfilli çay varken zor oluyor arkadaş, sanki çayın hakkını vermemek gibi. şarkı dinleyip, hasretleri selamlayıp, hayal kurmak varken evraklara kopyala yapıştır yapmak hiç de delikanlıca değil. üstelik bugün yağmur da var ege'de. oltama da 6 balık geldi akşamleyin.
hem de bugün bayram en güzel bayram kutlu olsun ahali.
düşünüyorum da kaybettiğim ne çok insan oldu benim; candı ciğerdi hepsi. basıp gittiler ya la. bakakaldım artlarından ama en çok da hayret ettim. neden sorusunun cevapsız kalışı tuhafmış. oysaki ortaokulda öğretmenim hiç bir şeyi kabullenmeyin, sorgulayın, cevaplarını bulun derdi. ama sorgulamak akademik durumlarda geçerli sanırım zira beşeri ilişkilerde ispat yapmak neredeyse imkansız. sonra kendimce bir hipotez geliştirdim, belki de o kişiler şiir, çay bir de türkü sevmiyorlardı. pekişmedi bizdeki anakara.
anakara demişken özlem ayyuka çıktı, tuttuğum balıklara anakara'daki sokak isimlerini verdim vereceğim. evet evet en çok annemi özledim yanaklarını sıkıp, sarılasım var. babamla da siyasi tartışmalar yapmayacağım söz veriyorum, zaman kaybı ki. kardeşimin de beni anlamasını beklemeyeceğim, sadece sarılıp ayrı ayrı öpeceğim hepsini. ha bir de kış geliyor, anakara'ya kar yağacak buraya yine bir şey olmayacak. 3-5 yılı var karsız ama ayazlı bir anakara kış akşamıydı dolmuşun tekinde umay umay'ı gördüm sandım. kahramanım umay. canım umay.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder