hava nasılda güzel.
çoğunlukla sıcak lakin üşüttüğü anlarda yok değil. baharın güzel yanı bu olsa gerek.
fakat biz sokaklarda yürümeyi de ertelemek zorundayız. peh!
sonra insanlar neden çok özlüyor çocukluklarını? işte çoğunluğu özlemelerin tam da bu yüzden, ertelenip de pişman olunanlar yüzünden. küçükken başımıza güneş geçecek saatleri bile umursamayacak kadar yürekli insanlardık. o saatte top oynanacaksa kurulurdu kaleler akşam serinliğine kadar koşturulurdu o topun peşinden. yorgunluğun verdiği mutluluğun paha biçilemezliği idi tüm bunlar. bir atari oyununu önce bitirmenin verdiği gurur, işte kahraman olmak, huzurlu uyumak için sebep.
şimdilerde ne yapsak huzurlu uyuyamaz olduk. oysa ki çok da yoruluyoruz, ama neyin peşinden koşturduğumuz belli değil bu kez. kaleleri biz kurmuyoruz. kalelerin boyutlarını koltuk altımıza sıkıştırdığımız plastik top eşliğinde 9 adım olarak belirleyemiyoruz. birileri var, onlar kuralları koyuyor biz hep yedekteyiz.
iyi şeylerde oluyor da nedense bunlara bile sevinme isteğimizi kaybettik. biz büyüdükçe yanlış şeylere yorulur olduk sanki.
oysa ki şu güzelim anakara havasında hiç bir ara sokağı kıskandırmadan beşevler'den kızılay'a yürünmeli idi. belki bisiklete binilmeli, bir an evvel uçurtma yapmanın yolları bulunmalı idi.
2 yorum:
Hem üzüntüm hem haklı serzenişim hem icimde bir ergen gibi miziklayan kız cocuk ruhum hem hayallerinin önüne gereklilikler gecmis sorumluluklarım hem de en yalın orta karar halimle, altına bir imza atar, elini samimiyetle sıkar, sonra izninle pankart yaparım bu yazıyı..
ben de eklemelerini sarar sarmalarım orta kara, izin senin bu arada :)
Yorum Gönder