kafamdan geçenlere dalmış yürürken, sokakta yanı başımdan geçen köpekten korkmadığımı fark ettim. aslında yanımdan geçtiğini fark etmemiştim ki. peşi sıra adımlar atıyordum, adımlarımın ritmi hiç bozulmuyordu. bir şeyler geçiyordu kafamdan ama belli bir sıraya konulur cinsten değillerdi. otobüse bindiğimde, cam kenarına oturup insanları seyre daldığımda iki üst geçitten geçip, bir çok kez yaya geçidini kullanmaksızın karşıya geçtiğimi hatırladım. ezbere yapmıştım hepsini. daha evvelinde bir yerlere uğramak isteyip de çok kez vazgeçtiğimi de sıkıştırıverdim hatırladıklarımın arasına. kararsız bir insan oluyordum hakikaten. kimse inanmasa da bende ki kararsızlığın tarihçesi eskilere dayanıyor. anne karnındaki dönemime bile dayanıyor olabilir. yada önceden bir hayatım olmuşsa eğer o vakitlerden getirdiğim bir eylemimdir bu kararsızlıklarım. kararsızlıklar üzerine uzun uzun konuşulası sebepler buluyorum şimdi. biraz eşelesem mi acaba diyorum. vazgeçiyorum. sonra cemal süreya'yı çok sevdiğimi hissediyorum. aklıma gelen iki dize sağlamasını yapıyor bu hissin:
"hayat kısa
kuşlar uçuyor."
C.S.
çayım bitmiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder