Mart 25, 2012

oturduk.konuştuk.

oturduk.
konuştuk.
beraber büyüdük biz. küçücük ellerimizle yumruk yapıp:
-"ne yani bizim kalbimiz bu kadar mı?" diyorduk.
hiç sığamadık küçük düşlere. çünkü bizim ilk türkçe yazılımızda orhan veli vardı:

"beni bu güzel havalar mahvetti,
böyle havada istifa ettim
evkaftaki memuriyetimden.
tütüne böyle havada alıştım,
böyle havada âşık oldum;
eve ekmekle tuz götürmeyi
böyle havalarda unuttum;
şiir yazma hastalığım
hep böyle havalarda nüksetti;
beni bu güzel havalar mahvetti."
                            Orhan VELİ

anlamadık çok neydi bu adamın derdi? 
kompozisyon'dan hiç tam 30 puan alamadık. ama kışın buz tutan okulun bahçesinde paten yaptık biz. bir de çok gülüştük. ortaokul da dost olup, dost kalabilmek ne güzel. bir de babam matematik dersime girdi bizim, derste ne diyeceğimi bilemedim ben. "öğretmenim" mi? " baba" mı? zordu. ama dostlarımla beraber aştık biz bu durumu da. ikinci bahar'ı izledik biz, sabahında da konuştuk ali haydar usta'dan, ulaş'tan, gülsüm'den, vakkas' tan...yıllık çıkaramadık ama herkese birer kıta şiir yazdık. gofret, patates, ayran pek güzeldi. karikatür çizdik. kaset doldurduk. hayal kurduk.
...
bugün.
oturduk. 
konuştuk. yine aynı güzellikte.
bugün bana öyle iyi geldi ki dostu'm, öğretmen'im, gökçün'üm.
iyi olun e mi? hep iyi olun?

Hiç yorum yok: