sömürün emekleri olur mu?
bir de bunu olağan bir şeymiş gibi pişkin pişkin anlatın, her şeyin bir yolunu bulun olur mu?
ve bundan da hiç vazgeçmeyeceksiniz değil mi?
matematik öğretmeni:
bize verilen sıfat bu. üniversitenin eğitim fakültesinde 4 yıl öğrenim görmüş olup, elde ettiğim yegane şey bir sıfat. üstelik kullanamadığım bir sıfat. daha doğrusu kullandırılmayan bir sıfat. öğretmen olmak önceden rüya gibi bir şeymiş, öyle anlatır büyükler. severlermiş, sayarlarmış ahali onları. sanırım insanlar eskiden "bilginin" farkında imiş, "değer vermek" deyimi lügatlarında imiş. ve mesleklerini de yaparlarmış öğretmenler. güzel günlermiş. gel zaman git zaman aşınan değerler olmuş, ve ne şans ki o zamanlara denk gelmişiz biz de. şimdi, sırada bekleyen bir sürü arkadaşım, mesleğe başlayınca körelen, körelecek olan bir sürü arkadaşım var.sanırım ne kadar kaçsam da bir yerde ortak bir kader çizeceğiz o arkadaşlarımla. bakalım nereye kadar kaçabileceğim, nasıl bir yol çizebileceğim?
sinirliyim; mesleği bu duruma getirenlere çanak tutanlara:
yürüyüş yaparken babamın gördüğü bir ilan üzerine aldık numarayı aradık şu çağrıya yanıt olarak:
"her branştan etüt öğretmeni aranmaktadır"
telefonda konuşuldu. 6 gün sabah 8.30 akşam 18.30'da çalışacak genç, umutlu öğretmen arıyorlarmış. umutlarını söndürmek adına aradıklarını bugün görüşmeye gittiğimde teyit ettim. önce iş başvuru formu diye bir şey doldurdum.diyordu ki, ne kadar ücret talep edersiniz. 1000 tl yazdım. biraz konuştuk, okulumu sordu. şu an okuduğumu yükseklisans yaptığımı, gönlümden geçeni falan anlattım. pek umrunda değildi, çünkü o 1000 tl'ye takılmıştı. okuldan ötürü 5 gün çalışabileceğimi söyledim, baştan kaybettim. çünkü ben bir köle adayı idim ve kölelerin istekleri olmazdı. başka arkadaşlarıma önerebilmem için seni tanımam gerekir, bir 10 dk ders anlat bana dedi. tamam dedim. anlattım. sonrası:
sömürücü: neden 1000 tl istiyorsun?çok değil mi?
ben: verdiğim zamanın karşılığını az da olsa almak isterim.
sömürücü: yeni öğretmensin, deneyimin yok sana olurunu söyleyeyim en fazla asgari ücret alırsın. bir de sigortanı yatıracağım senin. 400 de o, 1000 daha 1400 tl, kusura bakma kimse o kadar vermez.
ben: zaten farkındayım, yeni öğretmenlerin sektör tarafından sömürüldüğünün.
sömürücü: usta-çırak ilişkisi, çırak haddini bilecek.
ben: çırak olarak da harcadığım zamanın karşılığını almak isterim.
sömürücü: en son ne kadar istersin. ihtiyaç olursa arkadaşlara ona göre bir şey söylerim.
ben: teşekkür ederim.
...
ben ne yapmıştım? geçmişe dair pişmanlıklarımı ve geleceğe dair kaygılarımı yüzüme vuran adama teşekkür etmiştim. ve ben hayallerime ulaşmak için en sapa yolu seçmiştim. tam 5 yıl önce, o fakülteye kayıt yaptırdığım gün anlamıştım bunu.
öte yandan bir güzellik halen var: çocukların gözleri.
yollar tükenmesin, ne olur!