özlediğim çok şeye kavuşmak üzere geri saydığım bu günler, kazandığım güzel insanlar, yapamadığım yemekler, çektiğim fotoğraflar...
ben dün anakara'da idim.
ben dün anakara'da idim.
otobüs sabahın 6'sında aşti'de oldu. bilet satmak için peşimden koşturan insanlar, bir köşede uyuyanlar, metroya binmek için otobüs kartı alanlar, yol soranlar en çok da sabah ayazını yiyenler hep aşti'de toplanmıştık. benim tunalı'da işim vardı ama tee saat 9.30'da idi. biraz havanın aydınlamasını bekledim aşti'de, sonra bindim metro'ya bahçelievler durağında indim. beremi, eldivenlerimi ve atkımı kuşandıktan sonra başladım yürümeye. sokaklar boş. gazi hastanesinin önünden geçen 417, karşıya geçen bir adam ve bir de ben. düşündüm sonra siz eğer 8'deki işlerinize hep birden 7'li saatlerde evden çıkıp ulaşmaya çalışırsanız tabi sıkışır bu trafik diye. beynim donmuştu sanırım, len dedim haksızlık etme anakara'lıya bu melih başgan bu ara nerede yahu :)
beşevler, tandoğan şeklinde kutsal topraklardan geçtim. hedef kuğulu park, bu arada kızılay'da bir çay molası vermeyi de tasarladım burnum soğuktan kızarırken. yalnız hakikaten anakara'da aşık olmak zordu. mebus evlerinin olduğu ara sokaklarda öpüşmek için her defasında kaç tur attığımızı tahayyül edemezsiniz. hep aşktan, hep anakara'dan, hep tarçından, hep ıhlamurdan.
dalmadım ara sokaklara, anıttepe tarafından çıkmak istemedim kızılay'a. demirtepe üzerinden geçiverdim arabaları, kalabalıklaşan ana caddeyi. simit özlemi çektiğim doğrudur, aldım bir tane, kumrular sokağın aradan güvenpark'a çıkarken kemirdim simidimi. ben anakara'yı çok özlüyorum. halbuki bıktığım zamanlar ne de çoktu bu şehirden.
güvenpark, otobüs durakları, ykm, bekleşenler. kendimi attım karanfil'e. biliyorum yarım saati var, birazdan sistem mağduru öğrenciler de gelecek buralara. çoğu ana avrat giydirecek alayına sınavların. bir de ben sağlamından sövdüm, sonra konur'da bir kafe'de içtim çayımı. şerefine dedim anakara, şerefine çocukluğum, yetişkinliğim..
elim, burnum, ayağım ısındıktan sonra yine kuşandım zırhlarımı, taktım sırt çantamı olgunlar sokağın aradan yukarıya doğru meylettim. sonra meclisin karşına çıktım. ana caddeden kuğulu'ya hızlı hızlı yürüdüm. kaldırımdaki insanları solladım. kitlenen trafiğe baktım. bir kar yağsaydı ne vardı, çekerdim içime götürürdüm ege'ye. nihayet kuğulu, iki tane bank dışında hepsi boştu. önce bir kaç fotoğraf çektim, kuğulara selam çaktım. sonra oturdum bankın birine ben gibi anakara'yı özleyen arkadaşıma buz tutmuş kuğulu'nun fotoğrafını yolladım. seymenler'e çıkmak istedim fakat zamanım daralmıştı iyice. dedim borcum olsun.
işler güçler hallolduktan sonra çağrı geldi tunalı'ya. çok da acıkmıştık. indik kızılay'a bir aylak yaşam yaptık, oh mis cigaramız, çayımız, muhabbetimiz herkesten her şeyden konuştuk. eee gidenler, kalanlar, hayaller, olanlar, olmayanlar, kasabalar, şarkılar üzerine konuşmak üzere tee ortaokulda sözleşmiştik biz.
işler güçler hallolduktan sonra çağrı geldi tunalı'ya. çok da acıkmıştık. indik kızılay'a bir aylak yaşam yaptık, oh mis cigaramız, çayımız, muhabbetimiz herkesten her şeyden konuştuk. eee gidenler, kalanlar, hayaller, olanlar, olmayanlar, kasabalar, şarkılar üzerine konuşmak üzere tee ortaokulda sözleşmiştik biz.
çandarlı'da kırtasiye gezmeyi özlüyorum ben bir de. bunun da acısını çıkardık tabi. öğrencime bir de dostlarıma hediyeler aldım. çok da güzel oldu bence :) kendime de aldım.
ayşegülümü göremedim ama.
bu arada eve gitmedim tee akşama kadar çünkü ev ahalisi yoktu. çok da özlemiştim halbuki neyse onlar yarın gelecekler çandarlı'ya. akşam kardeşim aldı beni ankamall'ın oradan ancak eve gittik; tarhana çorbası ısıttı bana sonra birer de kinder yumurta patlattık. bana içinden somurtkan şirin çıktı. ardından odama bakındım şöyle bir, çantamı tekrar hazırladım.
ayşegülümü göremedim ama.
bu arada eve gitmedim tee akşama kadar çünkü ev ahalisi yoktu. çok da özlemiştim halbuki neyse onlar yarın gelecekler çandarlı'ya. akşam kardeşim aldı beni ankamall'ın oradan ancak eve gittik; tarhana çorbası ısıttı bana sonra birer de kinder yumurta patlattık. bana içinden somurtkan şirin çıktı. ardından odama bakındım şöyle bir, çantamı tekrar hazırladım.
sonra aşti'ye tekrar dönüş. kardeşime sarıldım. otobüse bindim. hayal kurdum. uyudum. uyandım. rüyada gördüm. sonra geldim yine:
denizin kıyısındayım, kayıkları izliyorum.