eylül geldi de bir yağmur yağamadı diye düşünüp bir yandan da beni üzmeyeceğini biliyordum yağmurun. eee hüznüne rağmen onca güzellik geldi başımıza, yağmuru hak etmiştik ki. şimdi mis gibi yağmur kokuyor anakara'm. pencereden doğru bir yağmur esintisi hafif üşütüyor ama üstüme hırka almayı erteletecek kadar hoşuma gidiyor. zaten ne yağmurdan kaçtım ne de rüzgarından korktum, şemsiyelere de sığınmayı pek sevemedim. insan sevdiğinden kaçar mı? başka yere sığınır mı? dünyadaki, memleketteki tüm kötülüklere inat göğsüne yatmaz mı sevdiğinin? tutmaz mı elini? ellerini tutup da bir şarkı geçirmez mi içinden?
ben biriktirdim yağmurları yine. yarın o küçücük olduğunu düşündüğüm sahilden sevdiğim geliyor anakara'ya, bana, bize. en özlediğim zamanlarda, en hayaller kurduğum gecelerde bırakırım kayığımı yağmurlara ben. bozkıra doğru gelir, gelir de tam gözlerime bir öpücük kondurup, ruhuma sarılır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder