Ocak 18, 2014

yağmurummumum

buraya sevinçli şeyler yazasım var. ama toparlayamıyorum. sevinçli işte, bilin. şarkı da bulamadım. ama bulabilseydim bir şarkı o da sevinçli olurdu, bunu da bilin e mi?

Ocak 15, 2014

köfte ekmek

şu kötü insanlar var ya hani dünyanın çeşitli yerlerine serpiştirilmiş, hah!  işte onlar. onlar köfte ekmeği biz kadar sevemezler. öte yandan bir demlik çayı da heba ederler. 
kaçın!

Ocak 08, 2014

koridor

"bir mavi otobüs gelirdi, seni alır giderdi, o mavi otobüs var ya seni alır giderdi."

sayabilecek kadar az kalmışken özlemeklerin tavan yaptığı vakitlerdeyim.  ruhumun, kalbimin en yorgun olduğu günler. geçmişi sorguladığım sonrasında kinlerimin ayyuka çıktığı zamanlar. evet, benim kinlerim var yani varmış. yediremediğim onca şey... lan hani öğütebilirdim ben kötü şeyleri. yalanmış arkadaş.
hem zaten memlekette bir karışık. yani nereden baksan ahmakça! 

düşünceleri cigara dumanıyla savuramamak. o zaman ne demeye içiyoruz bunu? şarap kadehinde kayık da yüzdüremiyorum. demek ki sarhoş da olamadım. yani nereden baksan tutarsızlık!
sonra bir ahmet kaya çalıyor, bir poyraz esiyor.

buradaki evimin koridoru yok. küçücük. yazlıkçılar için tasarlanmış diyorlar bu taraflardaki konutlar. anakara'ya da japonlar gidiyor, gerçi onlar ulustaki otellerde kalıyorlarmış. iyi cesaret ha. sonra ben gidiyorum anakara'ya. ama koridoru var her evin. en azından iki adımda bitmiyor. bir koridora ağıt mı yani içimden çıkmayanlar ya da japonların matematik başarısını kıskanmam mı?
sanmıyorum.

okuldan geliyorum. kimse yok evde. daralıyorum. hoş anakara' da evde birileri oluyordu hep, ben yine daralıyordum. zannımca problem bende. üstelik bu ara öz eleştirinin dibine vurdum gitti. buna rağmen dedi ki annem bir de kardeşim "hep sen haklısın, hiç dinlemezsin kimseyi sen." halbuki ben güzel dinlerim herkesi. hep bana anlattılar, beni hiç dinlemediler ki be! zaten hep onlar iki kişi ben tekim. hatta bazen babam da onlardan ben yine tekim. acaba diyorum evlatlık mıyım?
ah, biliyorum hep sarılamamaktan. yani depremler oluyor beynimde!

bir de ağlamak var bir yerlerde. ağlamamalı en sevdiğim, ağlamamalı. birbirimize dokunmadan ağlamamalı. ağlayıp da uyumak, uyuyor gibi olmak.. bak ailemsin benim, ailenim senin. insan rakıdan sarhoş olmalı, ağlamaktan değil. ağlama be en sevdiğim. 
yani bir gülsen ağlayacağım, bir gülsen, kendimi bulacağım!


Ocak 07, 2014

sardalye

okul çıkışı koşaraktan 1 kilo balık almak, o balıklar pişerken marketten nevaleyi edinmek. her balık öncesi nevaleye tatlı bir şeyler sokuşturmak, yollardan yürürken yorgunluktan bir sağa bir sola sendelemek, sokak köpeklerinden ürkmek, çocukları sevmek...
evet, çok uzakta en azından anakara'dan 9 saat uzakta güzel insanlar varmış. oturup bir sofrada şarkılardan, insanları anlayamamaktan, geçmişten, anakara'yı özlemekten, düşlerden konuştuğum insanlar. ege'nin kuzeyinde tanışmam gereken, benim akdeniz iklimindeki şaşkınlığımı paylaşan insanlar. 
bir demlik çayı paylaşmak öyle kolay olmaz herkesle.
var olun.

Ocak 05, 2014

biraz rakı

yaa sek kahvem kaldın mı yine yalnız? 
şimdi ben yazsam yazsam; defterlerimi bitirsem, sayfaları doldursam geçer mi ki şu kocaman boşluk? bugün gökçün'ü çok özledim. bugün çocukluğumu çok özledim. sanırım evin anahtarını unutursam ne halt ederimi uzun uzun düşündüğüm ilk gün büyümüştüm. ailemle her kavga ettiğimde, kardeşimle anlaşamadığımda usul usul büyüyordum. sonra geride kalan olmaya başladım. önceleri bir otobüsün ardından bakardım, şimdi ise bir otomobilin. ağlamayayım diye alelacele sarıldığım her dakika büyüyordum. halbuki ben çapraz olmak suretiyle uzun uzun sarılmayı severdim. ve ben ağlamak istersem ağlardım.

hakikaten az kaldı değil mi? hem de hiç olmadığı kadar az?

Ocak 01, 2014

umutla.

bambaşka bir şehirde giriyorum yeni yıla. halbuki hep anakara'da olur sanırdım bir sonraki yıllar. bir yerden değişirmiş kader. artık sarılayım sana en sevdiğim. 

mutlu yıllar olsun.
umutla.